So ile ilgili cümleler, So ingilizce örnek cümle içinde kullanımı ve anlamları, So kelimesiyle olumlu, olumsuz, soru cümlesi vb. aramaların cevaplarını bu sayfamızda bulabilirsiniz.
So kelimesi ile ilgili ingilizce cümle örnekleri
So kelimesi ingilizcede Bu yüzden - Bu nedenle anlamına gelir.
I know you must be tired, so I will let you rest.
Yorgun olduğunu biliyorum, bu yüzden dinlenmene izin vereceğim. — Webindeks
It wasn't so bad.
O kadar da kötü değildi. — Webindeks
I love you so much.
Seni çok seviyorum. — Webindeks
It's so warm down here.
Burası çok sıcak. — Webindeks
Why is the Internet so sterilely defined?
İnternet neden bu kadar kısır bir şekilde tanımlanıyor? — Webindeks
It will be so much fun to work on it with Jonathan and Destiny.
Jonathan ve Destiny ile bunun üzerinde çalışmak çok eğlenceli olacak. — Webindeks
I was really tired, so I went back to bed.
Gerçekten çok yorulmuştum bu yüzden yatağıma geri döndüm. — Webindeks
I'm not so sure he's up to anything.
Bir şeylerin peşinde olduğundan pek emin değilim. — Webindeks
She was so close to achieving her goal.
Amacına ulaşmaya çok yaklaşmıştı. — Webindeks
So why should we listen to what they call normal?
Peki neden normal dedikleri şeyleri dinlemeliyiz? — Webindeks
It's too hot so I don't go out.
Hava çok sıcak o yüzden dışarı çıkmıyorum. — Webindeks
My car broke down so I came by taxi.
Arabam bozuldu, taksiyle geldim. — Webindeks
If you want out, just say so.
Eğer çıkmak istiyorsan söylemen yeterli. — Webindeks
I think you look nice, and so does Brandon.
Bence hoş görünüyorsun, Brandon da öyle. — Webindeks
Maybe that was why they were so happy.
Belki de bu yüzden bu kadar mutluydular. — Webindeks
So why don't we get married while we're there?
Peki neden hazır oradayken evlenmiyoruz? — Webindeks
The conversation was over - or so she thought.
Konuşma bitmişti ya da o öyle sanıyordu. — Webindeks
After all, her plans were going so well.
Sonuçta planları çok iyi gidiyordu. — Webindeks
And so they both managed to get her things into Mary's truck.
Ve böylece ikisi de onun eşyalarını Mary'nin kamyonuna koymayı başardılar. — Webindeks
I was nervous so I forgot his name.
O kadar gergindim ki adını unuttum. — Webindeks