In ile ilgili cümleler, In ingilizce örnek cümle içinde kullanımı ve anlamları, in (içinde) kelimesiyle olumlu, olumsuz, soru cümlesi vb. aramaların cevaplarını bu sayfamızda bulabilirsiniz.
In kelimesi ile ilgili ingilizce cümle örnekleri
She lives in İzmir.
O izmir'de yaşıyor. — Webindeks
John asked in surprise.
John şaşkınlıkla sordu. — Webindeks
We have a damp in our house.
Evimizde rutubet var. — Webindeks
She said in a cool tone.
Soğuk bir tonda söyledi. — Webindeks
No, she's playing in her room.
Hayır, odasında oynuyor. — Webindeks
Maybe some of it was soaking in.
Belki bir kısmı ıslanmıştı. — Webindeks
I came in a charter helicopter.
Kiralık bir helikopterle geldim. — Webindeks
In fact, what she felt was pity.
Aslında hissettiği şey acımaydı. — Webindeks
I am not saying we live in a utopia.
Ütopyada yaşadığımızı söylemiyorum. — Webindeks
They were very similar in some ways.
Bazı yönlerden çok benziyorlardı. — Webindeks
He was such a wonderful person in so many ways.
Pek çok yönden harika bir insandı. — Webindeks
Maybe she has someone more suitable in mind.
Belki aklında daha uygun biri vardır. — Webindeks
In other words, it's none of my business.
Başka bir deyişle, bu beni ilgilendirmez. — Webindeks
The roast will be ready in about 15 minutes.
Yaklaşık 15 dakika sonra rosto hazır olacaktır. — Webindeks
You can sit up, but you have to stay in there.
Oturabilirsin, ama orada kalmalısın. — Webindeks
The shepherd soon lost sight of them in the darkness.
Çoban karanlıkta onları gözden kaybetti. — Webindeks
Alex smiled down at him in a reassuring way.
Alex ona güven verici bir şekilde gülümsedi. — Webindeks
Felipa met them in the main room downstairs.
Felipa onları alt kattaki ana odada karşıladı. — Webindeks
The doctor will be in to talk to you in a few minutes.
Doktor birkaç dakika içinde sizinle konuşmak için gelecek. — Webindeks
And yet, in a way, waiting this long might have been an advantage.
Yine de, bir bakıma, bu kadar uzun süre beklemek bir avantaj olabilirdi. — Webindeks