While İle İlgili Cümleler, İngilizce Örnek Cümle Kurma, İçinde Kullanımı ve Anlamları

While kelimesi ile ilgili cümle örnekleri

He was a little while ago.
Biraz önceydi. — Webindeks

He struggled for a while.
Bir süre mücadele etti. — Webindeks

Maybe it would take a while.
Belki biraz zaman alacaktı. — Webindeks

She'll be out for a while.
Bir süreliğine dışarıda olacak. — Webindeks

This might take me a little while.
Bu biraz zamanımı alabilir. — Webindeks

She waited while he poured a cup of coffee.
Bir fincan kahve koyarken bekledi. — Webindeks

After a while they were left alone again.
Bir süre sonra tekrar yalnız kaldılar. — Webindeks

I just want to sit here a little while.
Sadece biraz burada oturmak istiyorum. — Webindeks

I think I'll stay out for a little while.
Sanırım bir süre dışarıda kalacağım. — Webindeks

Something had happened last night while she slept.
Dün gece o uyurken bir şey olmuştu. — Webindeks

I'll take her to her room for a while.
Onu bir süreliğine odasına götüreceğim. — Webindeks

For a while she cried, and then she finally slept.
Bir süre ağladı ve sonunda uyudu. — Webindeks

The demons have been stalking you for a while.
Şeytanlar bir süredir seni takip ediyor. — Webindeks

I'll go get Destiny ready while you eat.
Sen yemek yerken ben gidip Destiny'i hazırlayayım. — Webindeks

She fixed her hair while sliding on her shoes.
Ayakkabılarını giyerken saçlarını düzeltti. — Webindeks

He'd likely be away with Jule for quite a while.
Muhtemelen bir süre Jule'den uzak kalacaktı. — Webindeks

I don't want you to drive while you're so tired.
Bu kadar yorgunken araba kullanmanı istemiyorum. — Webindeks

Just learn to track them while we have Charles here.
Charles buradayken onları takip etmeyi öğren. — Webindeks

While Dean was flabbergasted, his emotions were conflicted.
Dean şaşkına dönmüşken, duyguları çatışıyordu. — Webindeks

They stay awake at night while researchers work in the daytime.
Araştırmacılar gündüz çalışırken geceleri uyanık kalıyorlar. — Webindeks