When ile ilgili cümleler, When cümle içinde kullan, içinde When (Ne zaman) kelimesi geçen ingilizce örnek cümle kur, olumlu, olumsuz, soru, çevirisi vb. aramaların cevaplarını bu sayfamızda bulabilirsiniz.
When kelimesi ile ilgili cümle örnekleri
When do I start?
Ne zaman başlarım? — Webindeks
When did it happen?
Ne zaman oldu? — Webindeks
When can I get my money?
Paramı ne zaman alabilirim? — Webindeks
When will the concert start?
Konser ne zaman başlayacak? — Webindeks
When did the movie start?
Film ne zaman başladı? — Webindeks
When did you come here?
Sen buraya ne zaman geldin? — Webindeks
When were you born? In 1980
Ne zaman doğdun? 1980’de. — Webindeks
When will we go to the park?
Parka ne zaman gideceğiz? — Webindeks
When will you go on vacation?
Ne zaman tatile gideceksin? — Webindeks
When did this happen, Mom?
Bu ne zaman oldu anne? — Webindeks
When will supper be ready?
Akşam yemeği ne zaman hazır olacak? — Webindeks
So when are you getting your car?
Peki arabanı ne zaman alıyorsun? — Webindeks
When he spoke, his voice was controlled.
Konuştuğunda sesi kontrollüydü. — Webindeks
When will the products be ready?
Ürünler ne zaman hazır olur? — Webindeks
Didn't you see me when you walked by?
Geçerken beni görmedin mi? — Webindeks
Mom, when will the baby be born?
Anne, bebek ne zaman doğacak? — Webindeks
When she paused, Carmen yelled at her.
Durduğunda, Carmen ona bağırdı. — Webindeks
When she woke again, the room was dark.
Tekrar uyandığında oda karanlıktı. — Webindeks
To be sure, when we can get them.
Emin olmak için, onları ne zaman alabiliriz. — Webindeks
Let me know at once when you will start.
Ne zaman başlayacağınızı hemen bana bildirin. — Webindeks
When will you go to England? Next summer.
İngiltere’ye ne zaman gideceksin? Gelecek yaz. — Webindeks
When she woke again, the sun was shining on her face.
Tekrar uyandığında güneş yüzüne vuruyordu. — Webindeks
As always, he had been there when she needed him.
Her zaman olduğu gibi, ona ihtiyacı olduğunda oradaydı. — Webindeks
When you two walked in, I could feel the electricity.
Siz ikiniz içeri girdiğiniz zaman, elektriği hissedebiliyordum. — Webindeks